HAYATTAKİ ADALETSİZLİK
Merhaba, ben Canberk. Her istediğini alamayan bir ailenin tek erkek çocuğuyum. Kendime oyuncak araba almak istiyorum ama paramız yetmiyor. Bir gün bir oyuncakçının önünde oyuncaklara bakarak hayaller kuruyorum. Birden oyuncakçıdan ağlayan bir çocuk ve elinde bir sürü oyuncak taşıyan babası çıkıyor karşıma. Bu aile, çok zengin olmalı diye düşünüyorum hemen, sonrasında çocuğun neden ağladığını düşünmeye başlıyorum. Düşmüş olabilir, bir yeri ağrımış olabiliyor diye geçiriyorum aklımdan. Bu düşüncelerin arasında konuşmalarına kulak veriyorum, çocuğun neden ağladığını anlıyorum böylece. Başka oyuncaklar da almak istiyormuş, en beğendiği oyuncağı almamışlar. Babasının taşıdığı hediye paketlerini görünce niye daha fazlasını istiyor ki diye düşünüyorum. Bu oyuncaklar ona yetmiyor mu? İçten içe kızmaya başlıyorum hiç tanımadığım çocuğa. Ajanmış gibi dinlemeye devam ediyorum çocukla babasını. Babası dil döküyor çocuğuna. “Bir sürü oyuncağın var, hiçbiriyle oynamıyorsun ki doğru düzgün. Boşu boşuna neden alalım ki?” Çocuk ağlamaya devam ediyordu. Benimse hiç oyuncağım yok, almak için harçlıklarımı biriktiriyorum. Hiç oyuncağım yokken onun hala oyuncak istemesi… Bir palyaçoymuş da değişik değişik oyuncaklar alıp çocuklara verecekmiş gibi. Karşıdaki AVM’ye girdiler sonra. Kadınlar alışveriş yaptığında erkekler onlar arkasından koşturup aldıklarını taşırlar ya gönülsüzce… Onlar da aynı işte. At arabalarını yöneten kişi gibi çocuk da babasını yönetiyor. Babası da at arabasının atı gibi işkence görüyor. Ben bir oyuncak istiyorum oynamak için, çocuksa dünyadaki tüm oyuncaklara sahip olmak istiyor nedensizce. Hayat ne adaletsizmiş meğer. Herkesin eşit olmadığı bu dünyada sorarım size bu çocuk adaletsiz değil de ne?
DURU BİLEN
ODTÜ GV ANKARA OKULLARI
5/G SINIFI ÖĞRENCİSİ